17 Haziran 2013 Pazartesi

Ben beni bıraktığım zaman Sen beni bırakma Ya Rab!

Sevgili Muhâfızım!

 Beni, ilgilendirmeyen işe karışmaktan... Değiştirmeye güç yetiremeyeceğim meseleye kafa yormaktan… Kendi kapım pisken, başkalarının kapısının pisliğine takılmaktan… Bünyesi nice mikropla hasta ve dertliyken, doktorluk iddiâsında bulunmaktan… “Sadece işittiği” hususlar için “biliyorum” demekten… Sağdan soldan duydukları ile fetvâ vermekten… İlmi ve hilmi israf etmekten… Boyumu aşan mevzûlarda, gevezelik yapmaktan  koru… Edebe yol olmayan yaşmaktan… Nefsim dururken, başka bir düşmanla savaşmaktan… Ve şerlilerin şer tuzağına düşmekten Sana sığınırım… Dışı içine kaçmaktan, içi dışına çıkmaktan, haktan sapıp hataya koşmaktan koru beni..

Sevgili Yaratıcım

Beni, var ettiğin o ezel yurduna, tertemiz geri döndür… Bu dünyaya gelişim pek mâceralı, büyümem pek meşakkatli olmuş… Anamı ve babamı cennet bahçende gezdir… Gidişimi kolay eyle… Akıl yaşta değil, başta diyorlar, başıma akıl nasip eyle… Hakikatte aklın ne yaşta, ne de başta olmadığını… Fakat aklın ille de yanışta olduğunu fark ettir. “Aklını yaşında sanan büyüyememiş ihtiyar” olmaktan Sana sığınırım. “Aklı, baş olmakta sanan büyükbaş” olmaktan da koru beni... Hakkımda her ne murâd etmişsen, beni ondan râzı kıl da, şikâyet edip duran bedbahtlardan olmayayım.

Sevgili Lûtfedicim

Özellikle ağzımın içinde, inci taneleri gibi pırıl pırıl durmakta olan, hani şu yeri; üstte, önde ve ortada olan iki dişim için, Sana şükredemezken, beni “Sana hakkıyla şükrettiğini zannetme” gafletinden uzak tut. O iki diş olmasaydı, ne insanların alaycı bakışlarından kurtulabilir, ne doğru düzgün yemek yiyebilir, ne de böyle düzgün konuşabilirdim. Ama ne olur, iki inci tanesi dişin kulu etme de beni, onlar sebebiyle kibir çamuruna batıp, deryadan ayrı kalmayayım… Karşıma, beni onlar olmadan da sevebilecek, takıntısız ve yüce ruhlu insanlar  çıkar… Kabuğa değil, öze âşık güzel kullarının arkadaşlığıyla, lutuflarına lutuf ekle… İkram ettiğin iki dişimle ilgili istediklerimi, yardımınla üstesinden geleceğim, herhangi iki işim için de istiyorum, lutfeyle.

Sevgili Sınayıcım

Karşıma çıkardığın imtihanlar hakkında, hüsn-i zan beslemeyi ve onların her birini, sadece benim hayrıma yarattığını düşünmeyi… Çirkin bakarak güzellikleri karalayanlardan değil, güzel bakarak pislikleri paklayanlardan olabilmeyi bana nasip et...
Yoklukla, çoklukla, açlıkla ya da toklukla sınadığında, kanaat lutfet…
Yusuf olmaya güç yetiremem belki ama…
Ben farkında olmadan, ruhumda bir Yusufluk büyütmüşsen,
Züleyhâ’lar karşısında serinlik, iffet ve asâlet nasip et…
Kim bilir, belki Yusuf değil de, Züleyhâ olarak sınanmaktır nasibim…

Eğer öyleyse, lütfen, karşıma Yusuf gibi bir Yusuf çıkar…
Her ikimizi o sınamadan, alnı ak çıkar…
Ve alnıma, o Yusuf ile, râzı olduğun şekilde visâli yazıver…
Dedikodusunu yapanlardan olmaktansa, Züleyha olmak yeğdir…
Lâkin o vakit, bana öyle bir el ver ki, gömleğe uzanmasın! 


Öyle bir göz ver ki, fesat bakmasın!
Öyle bir dil ver ki, zora sokmasın!
Öyle bir kalp ver ki, fitne dolmasın!
Öyle bir ayak ver ki, icabında kendine ayak diresin!
Öyle bir irade ver ki, Sen’in hükmünde erisin!
Öyle bir sabır ver ki, sabrından bir zerre olsun!
Öyle bir güç ver ki, içi kaynar, içi yanık, içi bitik ise de…
Dışı pek serin, pek sakin ve ille kavî olsun!


Sevgili Merhametlim!  

Bana bir ''ben'' lutfet ki kendine hayrı  olsun. Ve o ''ben'' ' e lutfet de ömrünce hayra koşsun.. Yok , zerrece şüphem yok. Sen bana sevdalısın! Bunca kusuruma karşın, böylesine akıl almaz bir cömerlik ve şefkat sergileyişini, başka neyle açıklayabilirim? Kaldı ki Sen'in tutumunu açıklamaya anki gücüm mü var? Nicedir vefaya dönüşemeyen tavrım için... Nicedir sevdana karşılık vermeye güç yettirememiş gönlüm için beni affet...

Neslihan Nur Türk



1 yorum:

  1. Yazı sizin mi bilemedim, ama pek güzel olmuş, yürekten dökülmüş belli. Tüm güzel dualara içtenlikle amin. :)
    Takibe başladım, beklerim bana da. :)
    http://sadeheceler.blogspot.com/

    YanıtlaSil

yorumlarınız benim için değerli...